Son günlerde, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği kapsamlı saldırılar, dünya genelindeki pek çok ülkenin ve kuruluşun dikkatini çekti. Bu saldırılar, yüzlerce sivilin yaşamını yitirmesi ve on binlerce insanın yerinden edilmesiyle sonuçlandı. Olaylar karşısında uluslararası topluluğun tepkileri de oldukça çeşitli oldu. Bazı ülkeler, Israel’in askeri müdahalesini kınarken, bazıları ise bu saldırıların arkasında durmayı tercih etti. Özellikle ABD, İsrail'in güvenlik hakkını savunarak, bu durumu destekleyen açıklamalarda bulundu.
Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, Gazze saldırılarına karşı güçlü bir şekilde tepki gösterdi. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arabistan ülkeleri, çatışmaların derhal sona ermesi ve sivillerin korunması yönünde çağrılar yaptı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, “Sivillerin korunması uluslararası hukukun gereğidir, her iki tarafın da yapıcı bir diyalog başlatması gerekiyor.” dedi. Ayrıca, saldırılar sonucunda yaşanan insani krize dikkat çeken birçok sivil toplum kuruluşu, acil yardım ve destek çağrısında bulundu.
Fransa, Almanya ve İtalya gibi Avrupa ülkeleri, İsrail’in askeri operasyonlarının orantılı olmaması gerektiğine ve sivil kayıpların önlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Bunun yanı sıra, Türkiye ve İran’ın tepkisi ise oldukça sert oldu. Türkiye, saldırıları “insanlık suçları” olarak nitelendirirken, İran hükümeti de İsrail’in bu eylemleri karşısında dünya Müslümanlarını bir araya getirecek çağrılar yaptı. Bu bağlamda, uluslararası medya da konuyu gündemde tutmaya devam ediyor; çeşitli belgesel ve haberlere konu olan Gazze'deki mevcut insani durumu ve krizi ele alan pek çok haber yapıldı.
ABD, dünya çapında büyük bir müttefiki olan İsrail’e yönelik destek açıklamalarında bulunarak yine dikkatleri üzerine çekti. Beyaz Saray sözcüsü, “İsrail’in kendi topraklarını koruma hakkı vardır. Saldırılar, uluslararası hukukun sınırlarını aşmamalıdır, ancak güvenlik ve yaşam hakkı da göz ardı edilemez.” dedi. Bu açıklamalar, ABD’nin İsrail ile uzun yıllara dayanan stratejik ilişkisini gözler önüne serdi. Aynı zamanda, bu durumun pek çok ABD vatandaşı arasında önemli tartışmalara yol açtığı biliniyor.
Amerika'da bazı gruplar, hükümeti daha fazla müdahelede bulunmaktan vazgeçmesi için protestolar düzenlemeye başladı. Özellikle sosyal medya platformlarında geniş yankı bulmuş olan bu protestolar, genç kesim arasında büyük bir destek bulmuş durumda. Bu bağlamda, hem aktivistlerin hem de politikacıların seslerini yükselttiği görülüyor. Örneğin, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve politikacsılar, ABD'nin taraf tutmadan iki devletli çözümü desteklemesi gerektiğini savunuyorlar.
Sonuç olarak, İsrail'in Gazze saldırıları, hem uluslararası ilişkilerde gerginliğe yol açmakta hem de dünya genelinde insani duruma dair endişeleri artırmaktadır. Saldırılar sonucunda yaşamını yitiren sivillerin sayısının artması ve yerinden edilen insanların durumu, tüm insanlar için büyük bir acı kaynağı olmaya devam ediyor. Dünya genelindeki bu tartışmalar ve tepkiler, uluslararası işbirliğinin ve diplomasi çabalarının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Her ne kadar bazı ülkeler ve liderler bu çatışmaya destek verse de, insani değerlere saygı duyulmasının gerekliliği tüm dünyada kabul görmektedir.