Filistin, Gazze'deki çatışmalarla sarsılırken, hayatta kalmak için mücadele eden birçok aile, zor ve tehlikeli bir yolculuğun ardından yeni umutlar için Avrupa'ya yöneldi. Bu bağlamda, Filistinli doktor Raed Neccar ve hayatta kalan tek çocuğu İtalya'ya ulaştı. Neccar, hem perspektifleriyle hem de yaşadıklarıyla gözleri önüne seriyor. İtalya'nın güneyinde yer alan bir limanda, kendilerini bekleyen yardımcı ekiplerle duygusal bir karşılaşma yaşadılar. Bu tür insani yardım çalışmaları, sadece sağlık hizmeti sunmanın ötesinde, savaşın getirdiği travmalara karşı bir umut ışığı olma özelliğini taşıyor.
İtalya, son yıllarda savaş bölgelerinden gelen mültecilere yönelik tıbbi yardım sağlama konusunda aktif bir rol üstleniyor. Ülkede birçok sivil toplum kuruluşu ve sağlık vakfı, savaşın acılarını yaşayan bireylerin sağlık ihtiyaçlarını karşılama amacıyla projeler yürütüyor. Doktor Neccar ve oğlu, bu projeler sayesinde İtalya'ya ulaşmayı başardı. Neccar, ülkesindeki savaş koşulları nedeniyle sağlık hizmetlerini sürdürmekte zorlandığını ve İtalya’daki tıbbi destek sisteminin, kendi mesleki deneyimlerine büyük bir katkı sağlayacağına inandığını belirtti.
Neccar, oğlu ile birlikte yaşadığı zorlukları anlatarak, savaşın kaçınılmaz olduğu anlarda bile umut ışığını kaybetmemeyi başardıklarını ifade etti. "Her gün hayatta kalmak için savaşmak zorunda kaldık. Sağlık hizmeti sunmak için elimden geleni yapıyordum, ama kendi ailemin güvenliğini sağlamak için tüm güçlerimi toplamak zorunda kaldım," dedi. Neccar, İtalya'da yeniden bir başlangıç yapmanın kendisi ve oğlu için büyük bir şans olduğunu vurguladı. İtalya'daki sağlık uzmanlarının desteğiyle çocuk travmaları konusunda uzmanlaşmayı ve yeni nesillere daha iyi hizmet verecek beceriler kazandırmayı hedefliyor.
Tüm bu gelişmeler, savaşın getirdiği acılara rağmen insan ruhunun ne kadar dirençli olduğunu gözler önüne seriyor. Neccar ve oğlu, sadece bir sığınma arayışında değil, aynı zamanda kendi deneyimlerini paylaşarak diğer mültecilere ilham vermek için de buradalar. İtalya, onlara sadece fiziksel bir sığınak sağlamıyor, aynı zamanda iyileşmelerinin ve yeniden hayat bulmalarının kapılarını aralıyor. Neccar, yeni bir toplumda kök salarak hem kendi hayatını hem de oğlu için daha iyi bir gelecek inşa etmek istiyor.
İtalya'nın karşılaması ve Neccar ile oğlu arasındaki bağlar, sadece bireysel bir hikaye değil, aynı zamanda savaşın öznesi haline gelen birçok insanın durumu hakkında da bir belge niteliği taşıyor. Neccar’ın durumu, tıp dünyasında edindiği deneyimin yanı sıra, onu bekleyen geniş insani destek ağının da bir parçası. İtalya'nın kendisine sağladığı bu yeni yaşam imkanı, savaşın kıyıcı gerçekliğiyle birlikte, umudun daima var olduğunu gösteriyor. Neccar, tüm bu yaşananlardan sonra yeni bir başlangıç yapmanın heyecanını yaşıyor; daha iyi bir yaşam için savaşmaya devam etmek istiyor. Bu hikaye, sadece bir insanın değil, savaşın ortasında hayatta kalmaya çalışan pek çok insanın öyküsünü temsil ediyor.
Sonuç olarak, Filistinli doktor Raed Neccar ve hayatta kalan çocuğu, zorlu bir yaşam mücadelesinin ardından İtalya’da yeniden hayata tutunmak için çalışacaklar. İtalya'daki bu yeni başlangıcın, Neccar’a ve oğluna sağlayacağı sağlık ve umut dolu bir yaşam için atılan adımları, tüm insanlığın ortak mücadele ruhunu da simgeliyor.