Günümüzde yaşlılık, toplumun önemli bir gerçeğidir ve beraberinde getirdiği pek çok sağlık sorunu, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini doğrudan etkilemektedir. Bu sağlık sorunları arasında unutkanlık, yaşlı bireylerin sıkça karşılaştığı bir durum olarak dikkat çekmektedir. Ancak, unutkanlık her zaman yaşlanmanın doğal bir parçası değildir. Alzheimer hastalığı, unutkanlık ile kendini gösteren, daha ciddi bir sağlık sorunudur. Prof. Dr. Ahmet Demirtaş, yaşlılığa bağlı unutkanlık ve Alzheimer hastalığı arasındaki farkları detaylı bir şekilde açıkladı.
Yaşlılığa bağlı unutkanlık, özellikle yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak kabul edilen bir durumdur. İnsanlar yaşlandıkça, hafıza işlemleri ve bilişsel fonksiyonlar zamanla yavaşlayabilir. Bu durum, günlük yaşamda bazı ufak tefek unutkanlıkları beraberinde getirebilir; örneğin anahtarların nerede olduğunu unutmaktan ya da eski bir arkadaşının ismini anımsayamamaktan bahsedebiliriz. Ancak bu tür unutkanlıklar genellikle geçici ve yüzeyseldir. Profesör Demirtaş, yaşlılığın hafızayı etkileyebilse de, bu durumun çoğu zaman önemli bir sağlık tehdidi oluşturmadığını vurguladı. Ayrıca, yaşlı bireylerin bilişsel kapasitesinin desteklenmesi, hafıza sorunlarının azaltılmasına yardımcı olabilir.
Alzheimer hastalığı, nörodejeneratif bir hastalık olup, zamanla ilerleyen ve beyindeki hücrelerin hasar görmesine neden olan bir durumdur. Unutkanlığın yanı sıra, Alzheimer hastalığı bireylerde ciddi bilişsel işlev kaybına yol açabilir. Prof. Dr. Demirtaş, Alzheimer hastalığının yalnızca unutkanlık ile değil, aynı zamanda düşünme, konuşma ve hatta günlük yaşam aktivitelerini yerine getirme becerilerindeki zayıflıklarla kendini gösterdiğini belirtti. Bu açıdan Alzheimer hastalığı, yaşlılığa bağlı unutkanlık ile kesinlikle karıştırılmamalıdır. Unutkanlık, günlük yaşamın basit noktalarında yaşanan zorluklar iken, Alzheimer hastalığı genel bilişsel işlevlerin bozulmasına yol açabilir ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
Buna ek olarak, Alzheimer hastalarının sıklıkla yönlerini kaybetme, zaman ve mekân anlayışında sorun yaşama gibi belirtiler göstermesi, durumu daha da karmaşık hale getirdiğini ifade etti. Ayrıca, Alzheimer hastalığına sahip bireylerin, bazen kişilik değişiklikleri, ruh hali dalgalanmaları ve sosyal geri çekilme gibi psikolojik duygusal belirtiler de yaşadığı gözlemlenmektedir. İşte bu noktada, yaşlılığa bağlı unutkanlık ve Alzheimer arasındaki sınırın belirlenmesi oldukça kritik bir konudur.
Prof. Dr. Demirtaş, Alzheimer hastalığının kesin bir tedavisinin bulunmadığını fakat erken tanı ve müdahalenin önemini vurguladı. Aile üyelerinin ve sosyal çevrenin bu süreçte destekleyici olmalarının, hasta bireyin psikolojik durumlarını olumlu yönde etkileyebileceğini ifade etti. Alzheimer hastalığının ilerlemesini geciktirmek, hastalığın seyrini yavaşlatmak için çeşitli terapiler ve bilişsel destek programları da önemli rol oynuyor.
Son olarak, yaşlılığa bağlı unutkanlık veya Alzheimer hastalığı gibi bilişsel sağlık sorunları ile ilgili farkındalığın artırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Demirtaş, bireylerin yaş aldıkça daha dikkatli olmaları ve hafıza sorunlarıyla karşılaştıklarında bir uzmana başvurmalarının önemine dikkat çekti. Erken müdahale ve profesyonel destek ile hem bireylerin hem de ailelerinin bu süreçte daha bilinçli ve aktif olmaları sağlanabilir.
Özetle, yaşlılığa bağlı unutkanlık, genellikle geçici ve tedavi gerektirmeyen bir durumken, Alzheimer hastalığı ciddiyet gerektiren, kaliteli yaşamı etkileyen bir sağlık sorunudur. Bu nedenle, yaşlı bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal sağlıklarını korumak için düzenli kontroller ve gerekli önlemler alınmalıdır.